Zülfü Livanelli'nin Vatan'daki bugünkü yazısından. Katılmamak elde mi?
"Mesela bana göre, Türk yaşam tarzı, özel alanda şefkatli, dayanışmacı ve gülümseyen bir geleneğe sahip. İnsanlar kendi aile ve dost çevrelerinde bu özellikleri taşıyorlar. Ama aynı kişiler kamusal alana çıktığında, mesela otomobil kullandığında, kuyrukta beklediğinde ve toplumsal ilişkilere girdiğinde son derece sert, tahammülsüz ve mücadeleci oluyor.
Bunun sebepleri üzerinde kafa yormaya değer. Bizim insanımız niçin özel alanda dayanışmaya önem veriyor da, kamusal alanda yırtıcı bir yaratık kesiliyor? Yurttaşlık bilincinin eksikliğinden mi?
Uzun Osmanlı yüzyılları sonunda, kendisini sadece evinin efendisi ve sahibi sayıp, sokağa çıktığında başkasının (padişahın, efendinin,devletin) mülkünde yürüdüğü bilincini taşımasından mı?
Evini binbir emek ve harcamayla süsleyen insanların, kapısının önündeki çukurlara aldırmaması ya da sokağı kirletmek için elinden geleni yapması belki de ancak bu duyguyla açıklanabilir."
Bunun sebepleri üzerinde kafa yormaya değer. Bizim insanımız niçin özel alanda dayanışmaya önem veriyor da, kamusal alanda yırtıcı bir yaratık kesiliyor? Yurttaşlık bilincinin eksikliğinden mi?
Uzun Osmanlı yüzyılları sonunda, kendisini sadece evinin efendisi ve sahibi sayıp, sokağa çıktığında başkasının (padişahın, efendinin,devletin) mülkünde yürüdüğü bilincini taşımasından mı?
Evini binbir emek ve harcamayla süsleyen insanların, kapısının önündeki çukurlara aldırmaması ya da sokağı kirletmek için elinden geleni yapması belki de ancak bu duyguyla açıklanabilir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder